21 Şubat 2017 Salı

"Sabır acı, meyvesi tatlı"



Selamun Aleyküm diyerek söze başlayalım. 
Bu dünyada ne kadar sabırlıyız? Bu sorudan ilerleyecek olursak, hayatta her şey istediğimiz gibi gitmez ve istediğimiz şeyler kolay kolay verilmez. Allah kimi kuluna arzu ettiği şeyi kısa bir süre sonra verirken kimi kuluna da "Sen bekle kulum!" diyerek onu kapısında bekletir bir süre. Bazen bir kaç gün, bazen bir kaç ay, bazen de yıllar sürer ama eninde sonunda iyisiyle veya kötüsüyle bir şekilde karşısına hayırlı olanı çıkarır. 
Aslında bu iş bana göre, tuğla dizmeye benziyor desem yanlış olmaz. İnsanoğlu fıtratı gereği fazla sabırlı yaratılmamıştır. Allah isteseydi elbet bu şekilde yaratırdı ama bunu bizim çabamıza bağlı kılmıştır. Kimileri bu tuğlaları dizerken sabırla, sonuna kadar dizer. Kimileri de biraz dizer ve daha işin sonuna gelemeden pes eder (isyan etmektir) ve bu noktada kendinize şu soruyu sorun bence, "Acaba ben bu dünyada tuğlaları sonuna kadar dizenlerden miyim yoksa yarı yolda pes edenlerden miyim?"
Burayı sizlere bırakıp devam ediyorum... Anne karnındaki bir bebek herhangi tıbbı bir sorun olmadığı sürece 9 aylık gelişimini tamamlamadan doğması mümkün değildir. Şöyle bir şey düşünelim; Bir annenin, ben çocuğuma kavuşmak istiyorum diyerek ona erkenden sahip olabilmesi mümkün mü? Velev ki böyle bir şey mümkün, o zaman bebek sağlıklı bir şekilde dünyaya gelir mi? Vaktinden önce çiçek açmaz denir ya arzu ettiklerimizde vaktinden önce gerçekleşmez. Bu durumla ilgili  örnek ayet vermek isterim: 
"Bugün ben, gerçekten onların sabretmelerinin karşılığını verdim. şüphesiz onlar, kurtuluşa ve mutluluğa erenlerdir." ( Mü'minun suresi,111 ) ayette de belirtildiği gibi sabretmenin sonucu mutluluktur! 
Fakat biz insanoğlu ne yaparız, üç gün isteriz üçüncü günün sonunda da ben üç gündür dua ediyorum ama olmuyor deriz. Peki güzel insan! İyi güzel de sen üç gün istemişsin ama olmamış bir daha dene. Üç gün değil de bir hafta dene, yine mi olmadı? 15 gün! Yine mi olmadı yine, yine, yine... Sen olana kadar devam etsen ne olur? Sen nasıl her gün yemek yemekten vazgeçmiyorsan, (üstelik ne kadar yersen ye acıkıyorsun) sonunda dua etmekten niye vazgeçiyorsun? 
Peygamber Efendimiz ( s.a.v ) şöyle buyuruyor:
"Allah, kulu aceleci tavırlar yapmadığı sürece dualarını kabul eder. Azimli olmak lazım kolay pes edenlerden değil, sonuna kadar koşanlardan olmak lazım." 
Yine Peygamber Efendimiz ( s.a.v ) den bir örnek verelim. Hepimizin bildiği üzere zorlu bir İslamı yayma süreci olmuştu ve Peygamber Efendimiz'in ashabından Abdullah b. Mes'ud diyor ki: "Hz. Peygamber'i , kavmi taşlamış ve onu yaralamıştı. O ise Allah'a şöyle dua ediyordu: Allah'ım halkımı bağışla çünkü onlar gerçeği bilmiyorlar." 
Peygamberimiz'in bu tutumu ve Allah'ın yardımıyla bir dönem sonra Taif halkı tümüyle Müslümanların hakimiyetine geçti ve o taş atanların büyük bir kısmı da Müslümanlığı kabul etmiştir. 
Görüldüğü üzere, Peygamber Efendimizin bu kadar sabırlı ve kararlı olmasıyla ve tabi ki  Allah'ın da izniyle, sıkıntılarının sonunda mücadelesinde galip gelmiştir. O'nun ümmeti olarak bizim de aynı sabır ve kararlılıkta olmamız ve ne zaman sabrımızın artık yetemeyeceğini düşünürsek aklımıza Peygamber Efendimiz'i de getirmeyi unutmamalıyız. 
Başka bir pencereden de bakmak gerekirse, belki de istediğimiz şey bekledikçe güzelleşir ve bizim hayal ettiğimizden daha iyisi olur. En önemlisi de sen 'sabretmek nedir' bilmezken, bu işin sonunda sabretmeyi öğrenmiş olursun.
Bir diğer önemli husus da nasıl istediğimizdir. Gönülden mi yoksa gelişi güzel mi istiyoruz(?) Bugün hangi işe başlarsak başlayalım eğer içimizden gelerek yapmıyorsak, mutlaka bir aksilik yaşanır. İşte isterken de eğer gönülden değil de dil ucundan söylersek olması biraz daha zorlaşır. 
Bu kapıyı nezaket ve incelikle çalıp arzu ettiklerimiz içinde sonuna kadar beklemeliyiz. Evet, belki zor olacak kimi zaman pes edeceğiz ama ne zaman böyle olursak aklımıza şu gelmeli; Allah kulunu boşuna bekletmez! İşte O'na sonsuz güvenmek! İşin sırrı burada. Beklemek kimi zaman yorucu da olsa bekleyin! İyi ya da kötü arzu ettiğiniz şey gerçekleşse de gerçekleşmese de eyvallah demesini bilmeliyiz. 
Bir Şems Tebrizi sözüyle noktalamak istiyorum. "İlim üç şeydir; zikreden dil, şükreden kalp, sabreden beden." 

Hayatınızda ki en güzel kıyafetiniz sabır olsun ve her şey gönlünüzce değil hakkınızda hayırlısı nasılsa öyle olsun...

*Merve Fırat

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder